Balkanlar'da Tarihte Bu Hafta ( 1-7 Ocak)
Balkanlar'da Tarihte Bu Hafta ( 1-7 Ocak)

Metin Edirneli Derledi




1 Ocak 1898 Sultan Abdülhamit aleyhtarı olan Doğru Yol gazetesi Bulgaristan’ın Filibe kentinde yayın hayatına başladı.
1 Ocak 1926 Türkiye, gece yarısından itibaren milletlerarası takvim ve saatte yapılan değişikliği uygulamaya başladı.
1 Ocak 1927 Bulgaristan’ın Kızanlık kentinde Türkler, milli kimliklerini, kültürlerini, haklarını korumak ve geliştirmek amacıyla Başlangıç adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
1 Ocak 1934 Bulgar Milli Çiftçiler Birliği, Türkler arasında kendi görüşlerini yaymak amacıyla Sofya’da Türkçe olarak çıkarılan Çiftçi Kurtuluşu adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
1 Ocak 1936 Protestan Misyoner Cemiyeti, Türkler arasında Hıristiyanlık propagandası yapmak amacıyla Bulgaristan’ın Kızanlık kentinde Türkçe olarak Hakikat Şahidi adlı gazeteyi çıkarmaya başladı.
1 Ocak 1970 Türk azınlığın 5. sivil toplum örgütü olan Batı Trakya Türk Azınlığı Vaaz ve İrşat Heyeti Gümülcine’de kuruldu.
2 Ocak 1935 Soyadı Kanunu yürürlüğe girdi. TBMM’ce 21 Haziran 1934’te kabul edilen kanuna göre, her Türk’ün kendi adından başka ailesinin ortak olarak kullanacağı bir soyadı alacaktır. Ayrıca kanunla insanlar arasında ayrıma yol açan dinî, sosyal, ailevî ve asalet kaynaklı lakapların kullanımının da önüne geçilmiş oldu
3 Ocak 1878 Belgrad’dan olumlu adım… Sırbistan, göçlerden sonra ülkesinde kalan Müslümanların hak ve hürriyetlerini tanıdı. Fakat buna rağmen sorunlar bitmedi. Çünkü siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların yaşandığı dönemlerde, iktidarların ve ırkçı grupların hedefi yine hep azınlıklar, özellikle de Müslümanlar yani Türkler oldu.
3 Ocak 1963 Ankara’dan nota! Kıbrıs'ta Türk belediyelerinin lağvı kararını, Ankara-Zürih-Londra antlaşmalarına aykırı bulan Ankara, Makarios'a sert bir nota verdi.
3 Ocak 1991 Yunanistan, vakıflarla ilgili kanunu yürürlüğe koydu. Böylece Türk azınlığa ait önemli bir kurum olan vakıflar üzerinde, anlaşmalara aykırı olarak kontrol ve denetimi ele geçirmenin yolu açılmış oldu.
4 Ocak 1948 Sofya’dan Rodoplar adımı! Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi, gerçekleştirdiği geniş oturumda Rodoplardaki insanların geleceği ile ilgili önemli bir karar aldı. Buna göre burada yaşayan Müslümanlar yani Türkler, ya Türkiye’ye göç ettirilecek ya da Bulgaristan’ın iç bölgelerine gönderilecektir. Bu karar doğrultusunda, 1948 ile 1951 yılları arasında binlerce insan, Rodoplardan Kuzey Bulgaristan’a, on binlercesi de Türkiye’ye sürüldü.
4 Ocak 1990 Bulgaristan’da yeni bir dönem. Ahmet Doğan başkanlığındaki HÖH yani DPS, ülke siyasetinde aktif olarak yer almaya karar verdi. Sofya Şehir Mahkemesi’ne başvurarak siyasi bir parti olarak kaydını yaptırarak resmen kurulmuş oldu.
5 Ocak 1939 Yosip Broz Tito, Yugoslavya Komünist Partisi’nin genel sekreterliğine getirildi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktidarı ele geçiren Tito, öldüğü 1980 yılına kadar iktidarını korudu ve Yugoslavya’nın birleştirici unsuru oldu.
6 Ocak 1929 Sırp-Hırvat-Sloven Kralı Aleksandır Karacorceviç, parlamentoyu feshederek diktatörlüğünü kurdu. Gelişmelerden özellikle Müslümanlar yani Türkler olumsuz etkilendi. Çünkü Türklere ait vakıflara da el kondu, eğitim faaliyetlerine ve yönetime katılmalarına sınırlamalar getirildi. En önemlisi ise tarım reformu ile ellerindeki araziler alındı ve çok sayıda Sırp Kosova’ya yerleştirildi. Ayrıca yerel yönetimlere “Beyaz El” ve benzeri faşist gruplar hâkim oldu. Tüm bu gelişmelere bağlı olarak, 1923-39 yılları arasında yaklaşık 117 bin kişi bu ülkeden Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.
6 Ocak 1987 Bulgaristan’dan geri adım! Bulgaristan, yapılan görüşmeler neticesinde ailelerinden ayrı kalan 103 Türk çocuğunu, Türkiye'ye göndermeyi kabul etti. Bir başlangıç olan bu gelişmeyi, 1989 yılında gerçekleşen yüz binlerin yaşadığı göç izleyecektir.
7 Ocak 1970 Yunanistan’da Türk sözcüğünün kullanımına yasaklama! Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin tabelasındaki “Türk” ifadesi, Yunanistan’da, sivil toplum kuruluşlarının isimlerinde Türk ve Türkçe sözcüklerinin kullanılmasının yasaklanması üzerine kaldırıldı. Yasak, 1980’lerin başından itibaren tüm Türk derneklerini kapsayacak biçimde yaygınlaştırıldı. 2008’de sonuçlanan davada ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, konuyla ilgili olarak İskeçe Türk Birliği’ni haklı buldu. Bir başka ifadeyle dernek isimlerinde Türk sözcüğünün kullanılmasının bir hak olduğunu karara bağladı.