Türk Yunan Mübadelesi

Metin Edirneli Yazıyor




Ve Afyon ovasında bir ses yankılanır: “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir! İleri.”

30 Ağustos 1922’de Türk ordusunun “ya istiklal ya ölüm” diyerek başlattığı Büyük Taarruz bir sel gibi akar ve önüne geleni yıkıp atar. Bozguna uğrayan Yunan Ordusu, hızla ve panik bir halde ardına bile bakmadan İzmir’e doğru kaçmaya başlar. Böylece 15 Mayıs 1919’da İzmir Kordon’da başlayan macera 9 Eylül 1922’de yine aynı yerde son bulur.

Ancak Anadolu’yu terk eden sadece Yunan Ordusu değildir. Pek çok Rum da yaptıkları işbirliğinden dolayı cezalandırılacakları korkusu ile işgal ordusunun peşi sıra kaçarlar. Yollar yerini yurdunu terk eden on binlerce insanla doludur. İzmir rıhtımında ise ayak basacak yer yoktur.

Göçlerin Yunanistan’ın sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamında çok büyük etkisi olur. Nüfusu, çok kısa sürede içinde dörtte bir oranında artar.

Ülkede yaşanan çok büyük bir sıkıntı ve kargaşadır. Büyük hayaller peşinde koşan Atina, şimdi yüz binleri barındırmakla boğuşmaktadır. Sorundan en fazla yine Türkler etkilenir. Birçok Rum, Türk ailelerin evlerine yerleştirilir. Şimdi hem evini paylaşmak hem de onlara bakmakla yükümlüdürler. 

Sorunlar her geçen gün artar. Bu duruma katlanamayan ya da evleri elinden alınan çok sayıda Türk, evini, yurdunu terk edip göç yolunu tutar. Başta Selanik olma üzere büyük şehirler ve limanlar sığınmacı Türklerle dolup taşar. Sefalet diz boyudur.

Bu gelişme üzerine Lozan Barış Konferansı toplandığında öncelikle olarak ele alınan konu, sığınmacılar ve esirler olur. İngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu doğrultusunda; 30 Ocak 1923’te Mübadele Sözleşmesi imzalanır.

Buna göre, Yunanistan topraklarındaki Müslümanlar yani Türkler ile Anadolu’daki Ortodokslar yani Rumlar yer değiştirecektir. Antlaşmaya göre, mübadelenin başlangıcı, Yunanistan’ın Osmanlı Devleti’ne savaş ilan ettiği tarih olan 18 Ekim 1912’dir. Buna göre 18 Ekim 1912 ile antlaşmanın imzalandığı 30 Ocak 1923 arasında göç etmek zorunda kalanlar da mübadil sayılacaktır.

Yunanistan’da 1926’da yapılan nüfus sayımına göre gelen Rum mübadillerin sayısı 1 milyon 104 bin 216 kişidir. Fakat anlaşmanın imzalandığı 30 Ocak 1923’ten sonra gidenlerin sayısı sadece ve sadece 186 bin 189 kişidir. Geriye kalan yaklaşık 820 bin kişiyi ise 18 Ekim 1912 ile 30 Ocak 1923 arasında göç edenler ve kaçanlar oluşturmaktadır.

Gelen Türklerin sayısı konusundaki belirsizlik ise hala devam etmektedir. Bilinen tek gerçek anlaşmanın imzalanmasından sonra gelen Türk sayısının yaklaşık 480 bin olduğudur. Anlaşmanın imzalanmasından önce gelen ancak anlaşmaya dahil olan Türklerin sayısı konusunda farklı rakamlar ileri sürülmektedir.

Araştırmacı Tevfik Bıyıklıoğlu’na göre Balkan Harbi’nden Birinci Dünya Savaşına kadar olan ve yaklaşık 3 yılı kapsayan dönemde, sadece Batı Trakya ve Yunanistan’dan gelen Türk nüfusu 440.000’dir. Amerikalı tarihçi Justin McCarthy ise bu rakamı, 1912 ile 1920 arasını ve tüm Balkanları kapsayacak şekilde yaklaşık 420 bin olarak vermektedir. Antoniades’e göre aynı dönemde göç eden ancak kayda alınmayan yaklaşık 500 bin kadar Türk bulunmaktadır.

Bütün bu veriler, mübadil olarak gelen Türklerin sayısının bilinenden çok daha yüksek olduğunu göstermektedir.