Karainek ve Eğriyüz Köyleri Ne Yana Düşer?

Karainek ve Eğriyüz Köyleri Ne Yana Düşer?

Atalarının izinde Samsunlu bir kız...



İkinci bölüm
Aylardır mesleğim gereği yurt içi ve yurt dışı gezilerdeyim, yine iş gezisinde olduğum bir gün Mübadele konulu roman yazarı Akın Üner kardeşimden bir mesaj aldım. 3-4 aralık 2016 tarihinde Serra Otelde gerçekleştirilecek Mübadele kongresinde görevlendirildiğimi bildiriyordu daha öncede yaptığım gibi hava alanından yabancı misafirleri alıp konaklayacakları otele götürecektim iş gezilerimi yeniden yapılandırarak mübadele kongresi için Samsunda olacak şekilde planlama yaptım.
Bu seneki mübadele kongresine 2 yıl önceki kongreyede katılan Samsun kökenli Despoina Vasiliaidou kardeşimde katılıyordu önceden beni bilgilendirmiş geleceğini yazmıştı, Akın Üner kardeşimin bana verdiği listenin içinde onun olması beni çok memnun etmişti, ona bir borcum vardı ve mutlaka ödemeliydim, ilk gelişinde baba tarafından köyleri olan Kavak ilçemizin Karadağ köyünü bulmuştuk, ama anne tarafından köyleri olan Karainek ve Eğriyüz köylerine ait tek bir iz bulamamıştık ikinci kez Samsuna gelen Despoina kardeşimi ve Yunanistandan gelen diğer misafir Anastasias hanımla birlikte yine Yunanistan ve Türkiye vatandaşı rahmetli Dr Sadık Ahmetin eşi Işık Sadıkahmet hanımı havaalanından alarak kalacakları ve mübadele kongresinin yapılacağı Serra otele bıraktım.
Yol boyunca süren güzel sohbetin ardından isterlerse Samsunu gezdirebileceğim teklifimi ilettim kongreye bir gün vardı ve rahatlardı, kabul ettiler birkaç saat dinlenmek için odalarına çekildiler, sözleştiğimiz saatte otelin lobisinde buluşarak eşi Münevver hanım gibi kendisi de mübadil olan Ali Aydın'la birlikte misafirlerimizide alarak Samsunun tarihi mekanlarını ve sokaklarını gezdik. Reji tütün fabrikalarının restore edilmesiyle Samsuna kazandırılan tarihi mekanda kahvelerimizi içerek geceyi tamamladık ertesi sabah kongre başlayacağından çok geç olmayan bir saatte hazırlık yapmak için tekrar odalarına çıkan misafirlerimizin ardından bizlerde otelden ayrılarak evimize doğru yollandık.Yurt içi ve yurt dışından katılan 50 akademisyenle birlikte onlarca dernek ve belediye başkanları, milletvekilleri, mübadeleye gönül vermiş her kesimden insan kongrede buluşuyordu, her kongre bir öncekinden çok daha iyi organize ediliyor daha fazla bilgi ve belge sunuluyordu. İkibinli yılların başlarına kadar bir tabu olarak görülen mübadele konusu bir bilim dalı gibi mübadele insanlarına ve meraklılarına sunuluyordu,Kongre konuşmacıları önceden belirlenmiş saatlerede konuşmalarını yapıyor konuşmaların yapıldığı salon tıklım tıklım doluyordu, kongreden artan zamanlarda havaalanından aldığım Despoina kardeşimi ve bir arkeolog olan Anastasiayı hiç yanlız bırakmamıştım. Onları gezdirirken Anastasiaya kızım olmayı kabul eder misin diye sormuş, "evet baba" cevabını almıştım.
Anastasia neredeyse çocuklarımla yaşıttı, bir kızım vardı şimdi iki tane olmuştu.kongrenin ikinci ve son gününde Ali aydın ve eşi münevver hanımla birlikte bir plan yapmış sonraki gün Samsunda gezeceğimiz yerleri belirlemiştik, Amisos tepesi, Arslan heykelleri, Amazon köyü, yeldeğirmeni gezeceğimiz yerler arasındaydı sabah otelde buluşmak üzere ayrıldık Despoina kardeşim ve Anastasia kızım Mübadil kökenli Ali Aydın ve eşi Münevver hanımın misafirleri olacaktı , ben de evime gelerek Despoina kardeşime surpriz yaparak daha önce bulamadığım köylerini arayıp bularak sabahki plana köy gezisinide ilave etmek istiyordum.
Bulabildiğim tüm kaynaklara bakıyor internette her yolu deniyor ama bana söylediği isimlerdeki köyleri bulamıyordum, ne Karainek nede Eğriyüz köyü hiç bir yerde geçmiyordu. Acaba Samsuna ait değillermiydi diye yakın vilayetleride taramış ama bulamamıştım, saat 12,ye yanaşmış son bir gayretle google da Karainek mevkii Samsun yazmıştım, işe yaramıştı, google da çıkan satırlardan birinde Kara inek mevkiinde bir otomobilin uçurumdan yuvarlandığı haberi yer alıyordu, haberin devamını okuduğumda Samsuna hiçte uzak olmayan Sarıyusuf köyünde bir mevki adı olan Karaineki bulmuştum.
Acaba bulduğum bu yer aradığım yer miydi bilemiyordum. heyecanımı yenememiş Despoina'ya köylerini bulmuş olabileceğimi yazmıştım. Aralık ayının altısına ait sabahı zor etmiş Otele doğru hareket etmiştim.
Kahvaltıyı bile otelde yapmak istemiş Despoina kardeşimi bekliyordum kahvaltıya başladığımda az sonra oda gelmiş kahvaltıda bana eşlik ediyordu, köyümüzü gerçekten bulabildin mi diye heyecanla soruyordu, evet galiba buldum deyiverdim ama yine de emin değildim.
Köyün haritasını çıkarmış ve fotoğraflamıştım. Atakum ilçemizin sınırları içinde yer alan Sarıyusuf köyü ve karainek mevkii Samsuna yanlızca 20 km mesafede görünüyordu.Oteldeki kahvaltımız bitmek üzereyken sabah erken kahvaltısını yapan Anastasia da bize katılmış beraber gezeceğimiz Ali ve Münevver Aydın çiftini beklemeye başlamıştık, akşam zater birliktelerdi çok güzel bir gece geçirdiklerini anlatıyorlardı, çünkü hepsi de mübadele insanıydı, yaşamlarının kesişme noktaları aynıydı , birbirlerinin çektiği acıları özlemleri iyi biliyor ve anlıyorlardı.
Lobide çok kısa süren sohbetimizin ardından beklediğimiz Ali bey ve eşi gelmiş 5 kişi olmuştuk sohbetimiz bölünmesin diye biraz da sıkışarak 5 kişi tek otomobille geziye çıktık. Uçakları akşam saat beşte kalkacağından zamanı iyi kullanmaya karar verdik,Gezimize Amisos tepesinden başlayarak, Arslan heykelleri ve Amazon köyüyle devam ettik, aklımız fikrimiz Karainek köyünde olduğu için hemen Ankara yoluna girerek 1922 yılına kadar bir Rum köyü olan Karainek mevkiinin bulunduğu Sarıyusuf yönüne doğru otomobilimizi sürdük.
Kısa zaman sonra Sarıyusuf yazan tabelanın önündeydik tabelada köyün ana yoldan 3 Km içeride olduğu yazıyordu, büyük bir heyecanla köye doğru hareket etmiş köyün girişine ulaşmıştık. Despoina köyünü bulduğumuz anlamış ve çok duygusallaşmıştı birdenbire hıçkırık sesini duymuş elim ayağım tutulmuştu, Yanımda oturan Ali Aydın da bir mübadil çocuğuydu, onunda ağladığını ve başını çevirdiğini görmüştüm az sonra eşi Münevver hanım, Anastasia ve ben de ağlayanlar kervanına katılmış, bir dağ köyünde olmayan tek şey olan gözyaşı deresini yaratmıştık.
Hayatımda böyle anları yaşadığım çok az gün olduğunu düşündüm, vatan duygusu nasıl bir şeydi aradan 94 yıl geçmiş olmasına rağmen ikinci ve üçüncü nesilleri olağanüstü derecede nasıl etkileyebiliyordu ağlayan gözlerini birbirlerinden kaçıran beş kişi bir zaman sonra kendini toparlamış köyde bilgi alabileceğimiz birilerini aramaya koyulmuştuk köyün camisininde bulunduğu meydanda yaşlı iki bey ve kadınların yanına giderek köyde Karainek diye bir yer var mı diye sormuş istediğimiz olumlu cevabı almıştık.
İki yıldan beri aradığımız köyleri nihayet bulmuştuk Despoina köyünü bulduğumuzu bizden önce hissetmiş sanki atalarının ruhuyla buluşmuştu, köydeki yaşlı erkeklerle hemen tanışıp Karainek köyü hakkında bilgi edinmeye başladık. Malum define olgusu yine karşımızda, tüm Rum köyleri definecilerin uğrak yeri, köyün yaşlı erkekleri define için geldiğimizi düşünse de bir zaman sonra niyetimizin köyü gerçekten gezmek istediğimiz olduğunu anlamışlardı. Despoina kardeşimin sempatikliği her yerde işe yarıyor köylüler onu bir kaç dakika sonra bağırlarına basıyor, köylü kadınlar onunla fotoğraf çektiriyorlardı.
Sarıyusuf köyünün meydanında ilk tanıştığımız bey köy hakkında bize bilgi vermeye çalışıyor , bizimle gelebilir misin sorumuza olumlu cevap veriyordu. Karainek köyünün yukarı ve aşağı mahalle olmak üzere iki bölümden oluştuğunu öğrenmiştik, önce bulunduğumuz yere yakın olan yukarı Karainek mevkiini gezmeye karar verdik,geçmişte ve günümüzde bir orman köyü olan yukarı Karainek yolu stabilizede olsa arabayla gidebilecek durumdaydı,Allah Despoina kardeşimin gönlüne göre veriyor onun köyünü görebilmesi için tüm engelleri kaldırıyordu yağmur ve kar mevsimi olduğu halde ne çok fazla yağmur nede kar yağmıştı, 5 dakika sonra yukarı Karainekteydik.
1922 yılında terk edilen köyün evlerine ait temel kalıntıları patika yollar harman yerleri halen belli oluyordu. Despoina yaşlı bir ağacın topraktan çıkarılmış köklerine yine sarılmıştı benimde köklerim bu ağaç gibi toprağından sökülmüş hiç bilmediğimiz topraklara gönderilmiş diyordu, onlarca poz fotoğraf çektirdiğimiz Yukarı Karainek mevkiini gezdikten sonra kilise ve mezarlığında bulunduğu Aşağı Karainek mevkiine doğru hareket ettik.
Yanımıza yine bize rehberlik eden köylü beyi alarak kısa zaman sonra Aşağı Karainek'e vardık.
Karainek gezimiz için doğru karar vererek köyden birini yanımıza almıştık, onlar onlarca yıldır büyüklerinden dinlediği bilgileri bize aktarıyorlardı, Aşağı Karainek yukarıdakinin aksine daha düz bir yerden oluşuyordu belki de bu yüzden kiliseyi buraya yapmışlardı, maalesef taştan yapılan kilise defineciler tarafından tahrip edilmiş taşları bile içinden altın çıkar belki diye parçalanmıştı kilisenin bahçesindeki onlarca mezar metrelerce kazılmış ölüler bile rahat bırakılmamıştı, aynı durumu 15 kez gittiğim mübadelenin diğer ayağı Yunanistan da da görmüş çok üzülmüştüm.
Despoina Karainek köyünde tüm akrabalarının ruhuyla bütünleşmiş sanki burada doğmuş büyümüş gibi davranıyordu, karnımız biraz acıksa köy fırınının başına geçerek ekmek pişirecek kadar Karainek köylüsüydü. Ben kendimi her zaman Samsunlu olarak görmüştüm halbu ki atalarım Trabzon of ilçesindendi.
Despoina mı gerçek Samsunluydu yoksa benmi? Despoina gerçek Samsunluydu çünkü o Samsundaki köyünü gördüğünde dakikalarca gözyaşı dökmüştü.
Özlem, hüzün, geçmişte anlatılan ve akılda kalan anılarla yoğrulan onlarla büyüyen bir kız çocuğunun atalarının memleketine yaptığı bir geziyi anlatmaya çalıştım, bu kısacık gezimizde sayfalara sığmayacak yıllarca dilden dile anlatılacak şeylere şahit oldum bir mübadele insanına elimi uzattım, onun sevincine özlemine mutluluğuna ortak oldum kardeş olmak için aynı toprağın insanı veya iyi insan olmanın yettiğine inandım uzattığım yardım ellerinin insanlığa uzandığını artık çok daha iyi biliyorum Despoina artık benim öz kızkardeşim onun gibi çok daha kardeşlerim olacak bu toprağa ait ne kadar insan varsa yardıma ihtiyaç duyan köyünü arayan herkese uzatacağım elimi.
Karainek köyünde bize yardım eden insanlara çok teşekkür ederek oradan ayrılıyoruz İçim ruhum , kafam, tüm duygularım pozitif, iyiki bir mübadil kızının elinden tutup onu atalarının köyüne götürmüşüm, o çok sevdiğim sözü tekrarlayarak yazımı noktalıyorum.

İNSANLARI VATANLARARINDAN ÇIKARABİLİRSİNİZ, AMA O İNSANLARIN YÜREKLERİNDEN VATANLARINI ÇIKARAMAZSINIZ.

Yazan-RECEP YILMAZ