"Şirince" En Fazla Baharda Güzeldir…

KARDEF Ege Temsilcisi Hüseyin Yılmaz Yazdı


Şirince adına eminim bir çoğumuz aşinayız. İzmir Selçuk  ilçesine bağlı bu eski Rum köyünün Kırkınca ve Çirkince adlarından sonra kendisine en çok yakışan Şirince adını alması ayrı bir yazının konusu olabilir.
Ulusal Kurtuluş savaşımızın kazanılmasından sonra burada yerleşik Rumların ege adalarına ve Yunanistan ana karasına kaçmalarının ardından uzun süre boş kalan bu köye çoğu Selanik Kavala tarafından olmak üzere Mübadil  aileler yerleştirilmiş, kısa zamanda  bu yörenin geleneksel ürünlerini yetiştirmeye , özellikle bağ yetiştiriciliği ve şarap üretiminde ülke çapında tanınır hale gelmişlerdir.
Son yıllarda ise turizm alanında adeta bir patlama yaşayarak hem ülkemizin her yöresinden hem de dünyanın her yerinden turist konuklarını ağırlamaktadır.
Eminim ki 95 Yıl önce bu köye Mübadele ile gelen aileler bugün buraya böyle yoğun bir ilgi gösterileceğini hiçbir zaman tahmin etmemişlerdir ama ne mutlu onların torunları, bu köyü turizme açarak çok isabetli bir karar vermişlerdir.
Mahalli idarelerin ve kent yöneticilerin de desteğini alan köy, restore edilen 2 Kilise , Rumlardan kalan ve içinde küçük bir ‘’Mübadele Odası’’ da bulunan Taş mektep gibi tarihi yapıları barındırması bu köye olan ilgiyi artırmakta ,halkının güler yüzlü konuksever özellikleri  de bir araya gelince ,yaz-kış köy  ziyaretçiler ile dolup taşmaktadır.Bu cümleden olmak üzere 21 Aralık 2012 gününü de hatırlamadan geçemeyeceğim.Söz konusu bu tarihte Maya takvimine göre Kıyametin kopacağı ve yeryüzünde zarar görmeyecek iki yerden birisinin ‘’Şirince ‘’olacağı gibi bir haber yayılınca Şirince’de konaklama yerleri aylar öncesinden rezerve edilmiş ve adeta turizm patlaması yaşanmıştı.Hatta  o günlerde bilge Mübadil rahmetli Lütfü Karadağ amcamız da Şirince’ye gelerek burada 3-5 gün kalmıştı.                       
Aydın’a çok yakın olan ,arkadaşlarımız ve misafirlerimizle defalarca geldiğimiz Şirince’ye bu defa bir Mübadele Otoritesi Prof.Dr.Kemal Arı  hocamız ve öğrencileri ile buluşmak üzere geldik.Hocamız  öğrencilerine değişik bir gün yaşatmak ,derslerini arazide yapmak  ve 1982 Yılında Abdi İpekçi Türk-Yunan Barış Ödülünü kazanan Aydın doğumlu Dido Sotiriyu’nun  ‘’Benden Selam Söyle Anadoluya’’ kitabının izini sürmeyi amaçlamıştı.
Dersin ana konusu ‘’Mübadele’’ olunca ilk buluşma ve toplantı alanımız Şirince Taş mektep bahçesinde çay kahve eşliğinde  hocamızın doyumsuz anlatımına kendimizi kaptırdık.Öğrencilerin dışında bizler gibi hocamızı tanıyan Ahmet-Nedime Danışman ailesi de dersi ilgi ile dinledik.
’’Benden Selam Söyle Anadoluya’’ kitabının baş kahramanı Manoli Aksiyotis’in  1972 yılında o zamanlar 80li yaşlarda olmasına rağmen doğduğu bu köye gelişini, kendilerinin evlerine yerleşen Türk aileye misafir olmasını, 10-15 gün Şirince’de kalıp ülkesine döndükten kısa bir süre sonra da Yunanistan’daki  ölüm hikayesini  hüzünlü bir film izler gibi hayal  ettik ve dinledik.
Hocamız, bu öykünün kahramanları olan Şirince’li aile ile birebir görüşerek  Manoli’nin Şirince’ye gelmeden yaptığı yazışmaların ve ülkesine döndükten sonra karşılıklı gönderilen mektuplar ve fotoğraflaların birer kopyasının kendisinde olmasından yola çıkarak ‘’Manoli’nin Gözyaşları’’ adlı bir öykü yazmış olup ,bu hikaye birçok dergi ve gazetede yayınlanmıştır.Ayrıca geçen yıl yapılan Tekirdağ Uluslararası Mübadele Sempozyumu 94.Yıl Etkinlikleri Kitabında da yer almıştır.
İnternet kullanıcıları arama motoruna ‘’Manoli’nin Gözyaşları’’ yazarak bu öyküyü fotoğraf ve belgeleriyle okuyabilirler.
Okumanızı  tavsiye ederim. (https://www.academia.edu/30835575/Manolinin_Gözyaşları)       
Günümüzü Şirince’de kurulu Aziz Nesin Matematik köyünü de ziyaret ederek tamamladık.
Bu güzel gün için başta Kemal Aru hocamız olmak üzere tüm katılımcılara çok teşekkürler.Başka bir etkinlikte yeniden buluşmak ümidiyle...                        
Hüseyin YILMAZ    15.03.2018-Aydın